Emre YESILYURT
  İlginç Haberler
 

Tembel öğrencinin bittiği an!
Emre Yesılyurt( arastirmalarım sonucunda buldum) tarih 16.01.2008, 19:50 (UTC)
 Tembel öğrenci artık karnesindeki notları düzeltemeyecek. Çünkü teknoloji çıktı, mertlik bozuldu.

İngiltere'de ilk ve orta dereceli okullarda yılın belli dönemlerinde verilen karnelerin, yerini ailelere elektronik postayla gönderilen karnelere bırakacağı bildirildi.

Okullardan sorumlu Bakan Jim Knight'ın uygulamayla ilgili açıklamayı kısa süre içinde yapması bekleniyor.

E-postayla gönderilen karnelerin daha güncel bilgiler içermesinin mümkün olabileceği, çocuğun ders ve devamlılık durumunun sürekli güncellenebileceği, ayrıca davranışlarla ilgili değerlendirmelerin ailelere yansıtılabileceği kaydedildi.

Etkin uygulamanın orta dereceli okullarda 2010, ilkokullarda 2012 yılını bulabileceği belirtildi.

Bu arada İngiltere Eğitim Bakanlığının, dar gelirli ailelere çocuklarının okuldaki durumunu izleyebilmeleri için ucuz bilgisayar ve internet erişimi sağlanması konusunda çalışmalar yaptığı bildirildi.

Bakan Jim Knight, e-postayla gönderilecek ve çocuğun en güncel durumunu yansıtacak karnelerin okulla aile arasındaki duvarları yıkacak bir uygulama olacağını söyledi.
 

İnterneti karısı için buldu...
Emre Yesılyurt( arastirmalarım sonucunda buldum) tarih 06.01.2008, 22:32 (UTC)
 Vinton Cerf, 1970?lerde genç bir matematik mühendisiydi. Kulakları duymayan karısı dünyayla rahat iletişim kurabilsin diye interneti icat etti.

Haftalık dergisi son sayısında internetin mucidi Vinton Cerf?in hikayesini anlattı.

Vinton Cerf, 1970?li yıllarda üniversiteyi yeni bitirmiş, yirmili yaşlarının sonunda bir matematik mühendisiydi. Doğuştan kulakları duymayan Carinne?e aşık oldu. Carinne, kimseyle iletişim kuramıyor, telefonla bile konuşamıyordu. California Üniversitesi Matematik Mühendisliği?nde bilgisayarlar arası bilgi transferiyle uğraşan Cerf?in ise tek isteği karısını mutlu etmekti. İnternet, o zamanlar askeri amaçla kullanılan bir sistemdi. Sivillerin kullanamadığı internet, kısa sürede 200 ayrı sivil kuruma yayıldı. Cerf interneti geliştiren bilim adamları arasındaydı. Ancak o daha önemli bir şey yaptı ve interneti karısının da kullanabileceği bugünkü haline getirdi.

En çok karım sevindi
Eğer bunu yapmamış olsaydı internet denilen uçsuz bucaksız dünyada kimse istediği bilgiye ulaşamazdı. Cerf bugün, ?Karım artık üniversitede okuyan oğlumuzla bile internet yoluyla konuşabiliyor. Kimbilir belki de interneti karımı mutlu edebilmek için icat etmişimdir? diye konuşuyor.
 

Hristiyan haçı Türk icadı!
Emre Yesılyurt( arastirmalarım sonucunda buldum) 06.01.2008 23:10:23 [EDIT_TEXT] [x] tarih 06.01.2008, 22:30 (UTC)
 Hristiyanlığın sembolu olarak kullanılan haçın tarihi Türklere kadar dayanıyormuş...Hristiyan haçı Türk icadı.

Erzurum Atatürk Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Tahsin Parlak, halı ve kilim motiflerini araştırmak için gittiği Kazakistan'da, Orta Asya'da yaşayan Türkler'in Kıpçaklar aracılığıyla Avrupaya taşıdıkları kültürün izlerini buldu. Hristiyanların haçı da bunlardan biri...

Yrd. Doç. Dr. Parlak, 6 yıllık çalışmanın sonunda yazdığı `Tur-an yolunda Aral'ın sırları' kitabıyla Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı'nın (TÜRKSAV) 2007 yılı `Türk Dünyası'na hizmet ödülü'nü aldı.

Yrd. Doç. Dr. Parlak, "Orta Asya'daki kaya resimlerinden yola çıkarak, tarihi İpek Yolu'nu kuran Kıpçak Türkleri'nin ticaret yoluyla kültürlerini Roma'ya oradan da Avrupa'ya yaydıklarını tespit ettim. Bugün Hıristiyan aleminin dini sembolü olan haç, Almanya'da ve birçok Avrupa ülkesinde bereket Tanrıçası sembolü olarak kullanılan Simurg kuşu gibi bir çok ögenin, binlerce yıl önce Türkler tarafından kullanıldığı ortaya çıktı" dedi.

"TURAN YOLU, İPEK YOLU OLDU"

Son buzul döneminden sonra insanların Orta Asya'daki Turan ovası civarında yeniden hayata başladıklarını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Tahsin Parlak, "Bu bölgede yaşayan insanlar, Kıpçak Türkçesi'nde `an' olarak nitelendirilen hayvanları, yine hayvanların şahı olan Şahan'ı, kartalı ve diğer kuşları evcilleştirerek, günlük hayatta yararlandılar. `Turan yolu'nu daha sonra `İpek Yolu', `Baharat Yolu' ve günümüzde de `Enerji yolu' adını aldı" diye konuştu.
"HAÇ' VE `SİMURG KUŞU' TÜRKLER'DEN AVRUPA'YA GEÇTİ"

Halı ve kilimlerdeki motiflerde özellikle Dış Oğuz'u temsilen Ok damgası, İç Oğuz'u temsilen Oğ damgasını ve ikisinin karışımından meydana gelen Oğuz damgasını saptadığını kaydeden Yrd. Doç. Dr. Parlak şunları söyledi:

"İç Oğuz'un kullandığı Oğ damgası, çadır evlerin (keçe- Kiyüz evler) tepe penceresinin formunu teşkil eden motiftir. Söz konusu motif günümüz Kırgızistan'ının bayrağında da karşımıza çıkmaktadır. Dış Oğuz'lar ise dünyanın dört bir tarafına turlanıp gittikleri için Ok damgasını kullanıyorlardı. Dış oğuzların bilinen diğer ismi de Kıpçaklar'dır. İpek Yolu'na hakim olan Kıpçaklar, gittikleri yerlere bu motifleri götürdüler. Bu motifler içerisinde özellikle güneşi temsil eden `Oz' damgası yani çarkıfelek, Avrupa'da gamalı haç olarak karşımıza çıkıyor. Dış Oğuz'un Ok damgası ise, Kıpçakların bir kısmının Hristiyan olmasıyla birlikte 3'üncü yüzyılda Avrupa'ya taşınıyor. Oğuzlar'ın güneş damgası Tunç devrinde Azerbaycan'daki kaplarda, Erzurum'un Oltu İlçesi'ndeki koç ve koyun heykellerinde bulunurken, `Ok' damgası ise Kıpçaklar Hristiyan olduktan sonra Avrupa'da haç olarak kullanılmaya başlanıyor. Hristiyan aleminin simgesi olan haçı Türk dünyasının halı ve kilim dokumalarında, yine Ahmet Yesevi Türbesi'nin tuğla dekorasyonu arasında görebilirsiniz. Yine yarısı kartal, yarısı pars olan Dış Oğuz'un ongunu Simurg kuşu figürü, İpek Yolu'nun her yerinde karşımıza çıkıyor. Tataristan ve Hakas Devletleri'nin arması, Kazakistan'ın milli simgesi olan Simurg, Hunlar'dan itibaren bir çok Türk Devleti'nin yanı sıra Roma'nın kurucusu Tursakalardan meydana gelen Etrüksler aracılığıyla İtalya'da ve Almanya'da kullanılmaktadır. Türkistan'da bulunan Bayındır'dan İzmir'deki Bayındır'a getirilerek gemilere yüklenen mallar, Kıpçaklar tarafından deniz yoluyla İtalya'ya taşınıyordu. Böylece Kıpçaklar, kültürlerini de Avrupa'ya aktarıyordu. Orta Asya'daki Turan Denizi'nin Ege'de Tiran Denizi olarak karşımıza çıkması da bunlara örnek teşkil ediyor. Orta Asya'daki kaya resimleriyle İtalya ve bu bölgedeki amblemlerin sırrı budur."
 

Edison icat etti, onlar yasaklıyor!
Emre Yesılyurt( arastirmalarım sonucunda buldum) tarih 06.01.2008, 22:24 (UTC)
 Edison icat etti, onlar yasaklıyor Avustralya, Thomas Edison'un icat ettiği klasik ampulleri 2010 yılından itibaren yasaklayacağını açıkladı.

Küresel ısınmayla mücadele etmek için ampul yerine enerji tasarrufu yapan lambalar kullanacaklarını belirten Avustralya Çevre Bakanı Malcolm Turnball, dünyanın geri kalan kısmının da ampulleri yasaklamasını istedi.

Turnbull, "eğer dünyanın her tarafında ampul kullanımı yasaklanırsa, büyük bir enerji tasarrufu sağlanır" dedi.

Klasik ampuller harcadığı enerjinin sadece yüzde 10'nu ışığa çevirirken, enerjinin yüzde 90'ı ısı olarak yayılıyor. Bütün dünyada klasik ampulllerin kullanımdan kalkması halinde yılda 320 milyon kilowat saat elektrik tasarrufu sağlanırken, 160 milyon ton da karbondioksit gazının yayılmasının önleneceği belirtildi.

Avrupa Birliği de bu konuda Avustralya'yı örnek almayı planlıyor.
 

Konuşurken neden ''eee'' deriz?
Emre Yesılyurt( arastirmalarım sonucunda buldum) tarih 06.01.2008, 22:19 (UTC)
 Konuşurken neden "ııı", "eee" deriz ? İşte bu ilginç sorunun yanıtı..

Bu soru, 'insanlar konuşurlarken niçin laflarının arasında bazı sesler çıkartırlar' ve 'ağır ağır konuşan insanlar laflarının arasında niçin -ııı-, -eee- derler' şeklinde ikiye ayrılabilir.Birinci sorunun cevabı, sırasını yani sözü karşısındakine kaptırmamak veya sözlerinin bittiği görüntüsünü vermek istememek olabilir. İnsanlar karşılıklı konuşurlarken birbirlerini dinler gibi görünürler ama o sırada kafalarında söyleyeceklerini tasarlarlar. Onları bir an önce ifade edebilmek için sabırsızlanırlar. Karşısındakinin konuşmasını kesmeyecek olgunluktaysalar bir anlık susmasından istifade ederek söze girerler.

İnsanlar seslerinin kesildiği bir anlık soluklanma sırasında karşılarındaki sözlerinin bittiğini sanmasın diye bu boşlukları 'ııı', 'eee' diye sesler çıkararak doldururlar. Böylece karşıya devam edeceklerinin mesajını verirler. Yani oturduğu koltuğu kaptırmamak için üstünden kalkmamak gibi bir şey. Bu genellikle yavaş tempoda konuşanların başvurdukları bir taktiktir ama zamanla alışkanlık haline gelir, 'ııı'sız, 'eee'siz konuşamazlar, kendileri de bundan rahatsız olmazlar.İnsanlar sözleri kesilmesin diye başka anlamsız kelime ve cümleler de kullanırlar, taktikler uygularlar. Örneğin konuşmasına 'çok ilginçtir ki' şeklinde başlayan biri anlatacaklarının çok ilginç olacağını baştan belirterek, sonuna kadar dinlemesi için karşısındakini etkilemeye çalışır. Genellikle de sözlerinden ilginç bir şey çıkmaz.

Konuşma arası boşlukların niçin 'zzz' veya 'uuu' gibi seslerle değil de 'm' ve 'eee' gibi seslerle doldurulduğu sorusunun cevabı ise fonetik biliminin sahasına giriyor, 'ııı', leee' sesleri sesli harflerden oluştukları için istenildiği kadar uzatılabilirler, dudağı, dili ve dişleri oynatmadan rahatça çıkarılabilirler. Herhangi bir kelimenin ilk harfiymiş gibi yanlış anlamaya sebep vermezler. Ağız söyleyeceği ilk kelimeye hazır şekilde en uygun konumunu muhafaza eder.Konuşma boşluklarında çıkarılan sesler kültürlere göre de farklılık gösterirler. Çoğunluk 'm', 'eee' derken İngilizce konuşanlar 'um', 'er', Çinliler ise 'zhege, zhege' diyorlar.
 

İngilizlerin Hayalindeki Ülke: Türkiye
Emre Yesılyurt( arastirmalarım sonucunda buldum) tarih 06.01.2008, 22:15 (UTC)
 İngiliz internet devi AOL'ün, 'Turistlerin en çok ziyaret etmek istediği 10 ülke' anketinin sonuçları..

İngiltere'nin en büyük internet hizmeti sağlayan şirketlerinden American Online'ın (AOL) araştırması, İngiliz turistlerin en çok ziyaret etmek istedikleri 10 ülke sıralamasında Türkiye'nin 9. olduğunu ortaya koydu.

AOL, İngiliz turistlerin, ''Asya'ya açılan kapı ve zengin bir doğal görselliğe sahip olması'' nedeniyle Türkiye'yi tercih ettiklerini belirtti. Kapadokya'nın İngiliz turistlerin en çok beğendikleri bölge olduğunu kaydeden AOL, Heredot'un ''dünyanın en harika kıyıları'' olarak nitelediği Ege kıyılarının da İngiliz turistler tarafından çok beğenildiğine işaret etti.

İngiliz turistlerin en sevdikleri kentin de İstanbul olduğunu belirten AOL, İstanbul'un toprakları ve nüfusu iki kıtaya yayılmış tek dünya kenti olduğunu, camiler, saraylar ve tarihi çarşıların Boğaziçi'nin tepesinde muhteşem bir manzara yarattığını kaydetti.

AOL'un araştırmasına göre, İngiliz turistlerin en çok ziyaret etmek istediği 10 ülke sıralamasında İspanya birinci olurken, bu ülkeyi Fransa, ABD, İtalya, Yunanistan, İrlanda, Portekiz, Kıbrıs Rum kesimi, Türkiye ve Hollanda izledi.

 

<-Geri

 1  2 Devam -> 
 
 
  Bugün 16 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
center>
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol